- Kayıt tarihi
- 30 Nisan 2022
- Mesaj
- 850
- Tepkiler
- 852
Zorunluluk veya ihtiyaç değil ama insanda katılma hissiyatı oluşturuyor evet.Teşekkür ederim hocam yani bir şekilde dahil olacağız biz de yoksa geride kalacağız
Rica ederim

Zorunluluk veya ihtiyaç değil ama insanda katılma hissiyatı oluşturuyor evet.Teşekkür ederim hocam yani bir şekilde dahil olacağız biz de yoksa geride kalacağız
Merhaba..Tekrar merhaba
Memleketiniz neresi acaba?
Yaşanılan şehrin insan üstünde sizce ne derece etkisi oluyor ve bu etkileri nasıl betimlersiniz ?
Evet oldu. 2 yıla yakın bir süreçti ( Tedavi süresi ) ve atlatması kolay olmadı. Manevi zararını çok çektim ama sonuç olarak atlattım ve şuan sadece düşünce olarak kaldı zihnimde.Hiç başa çıkamayıp destek (terapi) aldığınız sorununuz oldu mu?
Estağfirullah o açıdan değerlendirmem merak etmeyin zira bu konunun gereği olarak cevaplamam gereken sualleri yanıtsız bırakmıyorum mümkün mertebe en uygun şekilde karşılık vermeye çalışıyorum.Hocam merhaba. Sizi daha iyi tanıyabilmek, zevklerinizi bilmek için 5 kitap 5 film tavsiyesi yapabilir misiniz? Uğraştıracaksa pas geçebilirsiniz size iş buyumuş gibi gözükmek istemem hiçbir forumdaşıma
1) Alım gücünün arttırılması için asgari artışlar gereklidir. Fakat eşit olarak artan diğer unsurların ( Kira, tüketim malzeme fiyatları,Faturalar vs ) kontrol altına alınması daha mühim geliyor bana.. En son asgari artış ülkeyi şuan ki darboğaza sokan en kuvvetli şeydir bence.@T.İ.T Merhaba
Bugüne kadar hiç bahsedilmeyen farklı bir konuda ki yorumlarını merak ediyorum. Ülkedemizdeki ( başka ülkeler ve dünyanın bu konu içine sokulmaması ricam dır.) malum ekonomik şartlar bununla birlikte yaşanan geçim sıkıntıları insanları zor bir sürece soktu. Süreci tetikleyen birçok neden sıralarken;
1) Asgari ücret artışı mı ? Alım gücünün arttırılması mı ?
2) TL nin değer kazanması için alınacak önlemler nelerdir ?
3) Bu fiyat artışlarına karşı halkın kabullenmişlik psikolojisi sebep mi sonuç mu ?
4) Toplum olarak narksiz liğe (kendi arasında bölümlere ayrılsada temel kavram olarak ''BEN'' öncü rolünü model olarak alırsak) doğru sürükleniyor muyuz ? '' Eğitimlisinden ,eğitimsizine''
Yukarıda saydığım birkaç başlık milyonların sohbetine, serzeniş ve karamsarlık tablosuna,geleceğe dair belirsizliklerine,hayal yetilerinin zayıflamasına,özelliklede gençlerin mutsuzluğuna neden olmaktadır.
Paylaşımlarını severek takip ediyorum.Bu paylaşımları gerçek halkın içine indirirsek;
Pazarcı Ali abi,kasap Mustafa amca, şoför Mehmet,emekçi Turgut ve daha niceleri ne yapmalı? (isimlerin erkek olması sembolik tir. Cinsiyet ayrımı yaptığımı düşünmeyiniz kadınlar baş tacıdır)
Psikoloji,insan ilişkileri,sendromlar,tez ler (izm yok) bu işin neresinde ? Halk mutsuz bir çoğunluğu oluşturmakta.Birşeyler yok sanılamaz ve üstleri örtülemez. Acil eylem planı oluşturulması gerekiyor ve yetki tekrar sende .İlk sorumda da bu yetkiyi sana vermiştim,hatırlarsan seçim üzerineydi,madem ki seçimlerini planladın buyur görev başına.
![]()
Mümkün olduğunca tatmin edici bir cevaplar oldu. Teşekkür derim1) Alım gücünün arttırılması için asgari artışlar gereklidir. Fakat eşit olarak artan diğer unsurların ( Kira, tüketim malzeme fiyatları,Faturalar vs ) kontrol altına alınması daha mühim geliyor bana.. En son asgari artış ülkeyi şuan ki darboğaza sokan en kuvvetli şeydir bence.
2) TL'nin değer kazanması için öncelikle güzel ülkemde denetim sorunu çözülmeli. Denetim ve takipsizlikten kaynaklanan kayıpların ( Maddi - Manevi ) önüne geçilebilirse dışa bağımlılık azalır ve kendi değerlerimiz ön plana çıkar.
3) Sebep sonuç ilişkisi halkın mecburi kabullenme sürecinin başlangıç noktasıdır. Buna sebebiyet verdiklerinin farkındalar ve zorunlu kabulleniş olgusuna mahkum olduklarının da bilincindeler.
4) Eğitimlilik yada eğitimsizlik kavramları günümüzde eskisi kadar itibar gören bir durum değil artık en azından kesimler kendilerinin farkında değiller henüz. Eğitildiğini iddia eden cahil sürüsü ve eğitimsiz olarak nitelendirilen binlerce sisteme direk etki edebilen insan arasında fark kalmadı malesef. Haklarından sırf para ve itibar uğruna uzaklaşmayı tercih eden ve yine para için gece gündüz çalışan insanlar ister istemez BEN merkezci sisteme kendilerini dahil etmiş oluyorlar.
BEN merkezcilik ciddi bir ruhsal yıpranış belirtisidir ve bunun gün geçtikçe çığ gibi büyüyen bir tehdit olduğunun farkına varmamız gerekiyor. Bu durum çocukluk yaşlarına kadar inmiş durumda.
İnsanlarımız kendilerine ait bölümlerin farkında olsalar ve bu bölümler dahilinde iş ve işlem yapsalar ( Yaşam şekilleri olarak ) şahsi görüşüm ortada şuan bulunduğumuz sıkıntılar en aza indirgenmiş olarak yaşanıyor olacaktı. Meşhur sınıf bilinci kavramı.
Belirtilen sendrom, oluşturulan tez ve insan ilişkileri araştırmaları günümüz travma boyutundaki hayatımızın düşünce ve ruhsal yapımıza etkilerinden elde edilmektedir. Dolayısıyla ;
Pazarcı Ali abi , Kasap Mustafa amca, Şoför Mehmet ve emekçi Turgut mevcut düzen içerisinde ileriye dönük hamlelere katkı sağlamalılar yani;
Pazarcı fahiş fiyat etiketlerini, Kasap amcamız et kombin fiyatlarını reel sektöre göre ayarlayacak ama halkının yanında olmaya çalışacak. Tabi bu mümkün mü ? Taabi ki değilAma bunu kitlesel düşünürsek topluluk hareketi çerçevesinde bir organizasyon ile neden olmasın !
Halk mutsuz mu? Bu tartışılır.. Herkes şikayetçi evet.. Ama çıkarlarına ters olduğu için mutsuzluk çekiyorlar.. Lükse yetişmeyen paraları ve hiç lüks tatmamışların varoluş çırpınışları şeklinde. Alta indikçe ses kısılıyor ve duyanınız olmuyor.
Acil eylem planına gelecek olursak o konuda daha sonra fikirlerimi başka bir konuda belirtmek isterim müsaden olursa.
Cevaplarda eksik veya uygun olmayan içerik var ise belirtirsen ekleme yapabiliriz.